30 Aralık 2014 Salı

Belki de Es Vermeli Hayata

Ne çok Balzac okuduk ne çok Balzac yaşadık şu hayatı. Gazap Üzümleri tadında hep umuda yolculuk edip hayal kırıklığı tattık. İstemeyi mi bilmedik, neyi istememiz gerektiğini mi... Geçemediğimiz her sınavın önümüze tekrar sunuluşuna şahitlik ettik yıllarca.
Biz kapatmadıkça tekrar açıldı aynı defter önümüze, biz affetmedikçe, biz kabullenmedikçe...
Açtığımız her yeni sayfa bir önceki sayfanın gölgeleri ile kararırken, belki de beyaz bir sayfa beklemekti yanlış olan..
Sofie ve Alberto, Albert'in yazdığı kitaptan satır aralarındaki boşluktan faydalanarak kaçmamış mıydı?
Belki de yeni kocaman ve beyaz bir sayfaya ihtiyacımız yoktu, ihtiyacımız olan her şey uzun cümlelerin arasındaki küçücük bir es'te saklıydı!

Emarsys Academy’nin Son Toplantısı 2015’e Işık Tutuyor

2014 yılının son etkinliğini 23 Aralık Pazartesi akşamı düzenleyen Emarsys katılımcılarını boş yok diyerek yılbaşı hediyeleri ile karşıladı. Emarsys Genel Müdür’ü Murat Erdör’ün açılış konuşmasıyla başlayan etkinlik e-ticaret ve mobil pazarlama konularında oldukça önemli, Fırat İşbecer(Monitise COO) ve Volkan Biçer(Mobilike Co-Founder), isimleri konuk etti.
Açılış konuşmasında Murat Erdör 2014 yılında öne çıkan 10 dijital trendi paylaştı konukları ile. Bakalım hangi başlıklara yer verildi;
Devamı için Tıklayınız.

22 Aralık 2014 Pazartesi

Markaların Dijital Krizleri

İyi niyetli söylediğiniz sözlerin yanlış anlaşıldığı, kendinizi yanlış ifade ettiğiniz ve hiç tahmin etmeyeceğiniz kadar yanlış değerlendirmelerle karşılaşmış olduğunuz zamanlar mutlaka vardır. Bireysel olduğunda telafisi kolay olan bu durum bakın daha geniş kitlelere hitap eden markalarda nasıl sonuçlar doğuruyor.
Devamı için Tıklayınız.

Sadakat mi İstiyorsun? Memnun Et!

İçinde bulunduğumuz yüzyılda gerek teknolojik gelişmeler, gerek arz fazlalığı, gerek tüketicinin bilinçlenmesi ve kendi değerinin farkına varması nedeni ile markalar pazardan pay alabilmek adına kıyasıya mücadele içinde.

Amaç minimum çaba ile maksimum fayda sağlamak olunca, pazarlama aktivitelerinin yönünü belirleyen iki kavram sıkça kulağımıza çalınmakta: Big Data ve CRM…
Devamı için Tıklayınız.

Selfie Çılgınlığının Online Pazarlamacılar İçin Anlamı Nedir?

Aynalar Koridorunda Aşk diye bir kitap okumuştum bir dönem. Aklımda bariz kalan tek nokta, varlığımızı kendimize kanıtlayabilmek için başka varlıkların da varlığımızın farkında olmasını bekleriz diyor olmasıydı. Hepiniz izlemişsinizdir, Yapay Zeka diye oldukça ütopik bir film vardı. Orada da buna benzer bir cümle kanımı dondurmuştu. Küçük kahramanımıza robot imha merkezine kadar eşlik eden büyük robot, imha alanına götürülürken kafeslerin parmaklıklarına sıkıca tutunarak küçük kahramanın gözlerinin içine bakıyor ve “Onlara anlat, ben vardım!” diyor...
Devamı için Tıklayınız.

5 Aralık 2014 Cuma

Atalarımız Yanlış Düşünüyor Olabilir mi?

Feridun Düzağaç, Düşler Sokağı hep çok sevdiğim bir şarkı olmuştur. Şöyle diyor şair, "Düş sattım aldanmışlara"... 
Ne garip, aldatılmak ve aldanmak istiyoruz. Mutsuz insan görmeye tahammülümüz yok. Bu nedenledir ki insanların yüzüne bakmak istemiyoruz. Onların acılarını hissetmek istemiyoruz. Dikkat ederseniz dinlemek demedim. Çünkü gözlemlediğim kadarıyla dinlemek garip bir haz veriyor. Diğerlerini insan olarak değil, insanımsı olarak değerlendirip acılarına bile saygı duymayı başaramıyoruz. Öyle ki, bu acıları, bu yenilgileri hak ettiklerini düşünmek hoşumuza gidiyor.
İşte tüm bunlar kendini sevememek, yaşadıklarını hazmedememek, hep eksik kaldığını düşünmek. Böyle olunca diğerlerinin yaşam öyküsünü hayatına ölçüt yapıyor insan. Yenilmiş olduğunu düşündüğü insanları teselli ediyor, sonra hızla oradan uzaklaşıyor -yaşasın ben daha iyiyim- diyerek. Atalarımız bile aynı haltı yemiş "kendinden iyilere bakma kötülere bak" diyerek. Diğerlerinin kırıklıklıkları şükür sebebi olabilir mi?!
Kimse yenilmedi dostum. Hayat devam ediyor. Her birey var olma savaşını veriyor. Onun kazandığı zaferin seninkinden küçük olduğuna emin misin? Hayat düz bir çizgiden ibaret değil, zigzaglar çizerek ilerliyor. Iniyor, çıkıyor, iniyor, çıkıyor... 
Ne kadar çok zorlaştırıyoruz hayatı birbirimize, ne çok şey bekliyoruz karşımızdakinden. Kimse doğa üstü güçlere sahip değil... Tüm bunlar hücrelere kodlanmış "mükemmele kavuşma arzusu". 
Gerçekçi olmakta fayda var. INSAN; etten, kemikten, yiyen, içen, şaşıracaksın ama sıçan! duygusal bir varlık..
Korkma yaklaş, anlamaya çalış ve hayatta herşeyin insan için olduğunu unutma... Karşındaki üzüldüğünde HİSSET, mutlu olduğunda HİSSET. Ama öyle kuru kuru değil, kemiklerine kadar hisset. Hisset ki o insanlarla arana ördüğün buzdan duvarlar yıkılsın. 
Dedim ya mutsuz insan görmeye tahammülümüz yok, peki mutlu insan görmeye var mı?!

Kitleler asla gerçeğin peşinde koşmamıştır. Yanılsamalar isterler ve yanılsamasız yapamazlar. Gerçek olmayanları gerçeklerin üstünde tutarlar; gerçeklerden çok gerçek olmayanların etkisinde kalırlar. Bu ikisi arasında ayırım yapmama eğilimi oldukça yüksektir. FREUD

2 Aralık 2014 Salı

Hayat... Oyun... Falan...

Hayat bir savaş değil, birlikte var olma sanatı...
Oynanan ise, kazananın her zaman kazandığını düşünen taraf olduğu korkunç bir oyun. Kimsenin kazanmadığını bilen kaybetmeye mahkum...