14 Ocak 2014 Salı

14 Ocak 2014, New York

Insan kendi şansını kendi mi yaratır yoksa kader midir bilmiyorum ama hayatımın her döneminde gelen küçük hediyelerden kocaman hayaller üreten ruhumu seviyorum. Sıkıntılar var hayatta evet, kötünün içinde iyi bir şeyler üretmeye, güzel parçalar bulmaya çalışmak gerek...
Bugün New York'ta 13. günümü bitirdim. Hayatımdaki en mükemmel zaman dilimi olduğunu söyleyemeyeceğim. Ama düşünüyorum da, iyi ki gelmişim ve iyi ki bu deneyimi yaşıyorum. Tüm hayatım boyunca yalnız yol almış olmak beni daha özgür ve daha güçlü yapıyor düşüncesindeyim. Demagoji yapmak istemem ama kendimden başka güvenecek kimsem olmadı ve bu kendimi iyi dinlemem gerektiğini öğretti bana.
Şöyle diyor içimdeki ses; "go girl, you can do this."
Herşey çok güzel olacak, çünkü ben bunun için gereğinden fazla çalışıyor olacağım.
Sevgiler...

7 Ocak 2014 Salı

7 Ocak 2014

New York'ta 6. sabahım.
5. gün yağmurlu ama çok soğuk olmayan bir sabaha uyandım. Sabah erkenden kalkıp sınav için evden çıktım. Tren transferleri çok rahat olduğu için maksimum 45 dk.'da Brighton Beach'e geldim. B1 otobüsüne ters istikamete binmiş olmasaydım okulda sınavıma zamanında yetişecektim. Moralim nasıl bozuldu tahmin edersiniz... Bir şeylerin ters gittiğini fark edince yanımda oturan kıza sorup otobüsten indim. Karşı istikamet B1 ile okula geçtiğimde saat 9:40 AM di. Neyseki sınava giriş konusunda problem yaşamadım, listening, grammer&vocabulary ve writting sınavları bittiğinde saat 11:45 am civarıydı. Kağıtlarımı teslim ederek okuldan ayrıldım. Internet üzerinden bulduğum 'Beyti Turkish Kebap' Türk lokantasının yolunu tuttum. Mercimek çorbası ve lahmacun sipariş ettim. Çorba gayet güzeldi. Gelen lahmacunu çok beğenmedim. Midem de beğenmemiş olacak ki bütün gece o iki lahmacunu dışarı çıkarmaya zorladı beni. 
Korkunç bir geceden sonra yeni bir güne uyanıp küçük bir kahvaltı hazırladım kendime. Temizlik ve yemek konularında benim kadar hassas olan arkadaşlara notumdur, burada sokaklar bile kötü kokuyor. Midem sürekli alarm halinde!.. 
Bugün inşallah yeni ev arkadaşlarımla tanışıp, taşınacağım evi görmeye gideceğim. Türk ev arkadaşı konusunda kendime verdiğim sözü tutamayacağım için ne kadar üzgün olursam olayım, ruh ve beden sağlığım için bunun gerekli olduğuna kanaat etmiş durumdayım.
8 Ocak Çarşamba yani yarın dersler başlayacak. Elimden gelenin en iyisini yaparak buradan ülkeme dönmek istiyorum. 
Her ne kadar halkımın yozlaşmış beyninden rahatsız olsam da, fikirlerin temizlenemeyeceğini bilsem de, Türkiye'yi özlediğimi itiraf etmeliyim..
Yarın herşey daha güzel olacak biliyorum ;)
Sevgiyle kalın.

5 Ocak 2014 Pazar

5 Ocak 2014, New York

Uçuştan sonraki 4. Sabahım.
Ilk gün okul işlemleri ve şehri çözmekle geçmişti. Ikinci gün ev için bir iki parça alışveriş yapıp biraz daha keşfettim. Dün yani 3. gün güzel başladı. Ufak bir kahvaltı yapıp birkaç kat giyinerek Manhattan'a geçtim. Keyifli bir yer, istanbul kadar olmasa da (havanın soğukluğundan diye düşünüyorum) oldukça kalabalıktı. Her milletten insan mevcut. Insan kendini gerçek anlamda özgür hissediyor, kimse kimseyi göz hapsine almıyor. Yoldan geçen üç kişiden ikisi mutlaka selam veriyor, güzel günler diliyor..
Vitrinler bile keyifli:)
Uluslararası dolaşırken insan tanıdık bildik birşeyler arıyor. Yemek için, alışveriş için vs. Starbucks bulduğumda hissettiğim mutluluğu anlatamam, bir filtre kahve insanı ancak bu kadar mutlu edebilir. Tanıdık tadlar iyi geliyor insana:)
Hava çok soğuk olmasa daha gezerdim muhtemelen ama vaktim çok düşüncesi ile birşeyler atıştırıp evime dönme kararı aldım. Mc Donalds! Yiyecek mekanları keşfedene kadar işimi görür düşüncesindeyim.. Bir tavuk menü alarak oturdum. Yalnızca iki ısırık alabildiğim hamburgerim.. Evet, bu kez zorlandım. Hemen dışarı çıkıp evime dönmek için yola koyuldum. Yol boyunca tanıdığın yerde yalnızlık ve hiç bilmediğin bir yerde yalnızlık kavramlarını düşündüm. Benim gibi yalnızlığını seven bir insana bile kendini bu kadar kötü hissettiren bu duyguyu sevmedim. 
Ev arkadaşlarımın Kore'li olduğunu söylemeliyim. Temizlik anlayışları '0'!. 
Eve girdiğimde yemek yapıyorlardı, günde iki kere (sabah-akşam) bu dayanılmaz kokuya katlanmak zorunda kalıyorum. En kısa zamanda evimi değiştireceğim. Daha steril bir ortama ihtiyacım var burada olacağım süre boyunca.. 
Biraz moralim bozulmuş olsa da 3. günümü de böyle bitirdim. 
Şu an saat 9:02, bugün yeni bir gün...
Manhattan'dan birkaç kare ile şimdilik hoşçakalın;)



3 Ocak 2014 Cuma

3 Ocak, New York'ta 3. Gece..

Yeni yerler keşfetmek, yeni insanlar tanımak.. Son üç gün sanırım hayatımın en zor günleri oldu. Bilmediğin bir şehirde lisanını bilmediğin insanlar ve yine bilmediğin bir kültür..
Tek başına öğrenmeye, anlamaya ve anlatıp ihtiyaçlarını gidermeye çalışmak hem eğlenceli hem yorucu :)
2 Ocak'ta okula kayıt için sabah 9 gibi evden çıktım. Hava buz gibiydi.. Okulu bulmam tam 3 saatimi aldı:) dönüş 1 saatten kısaydı ;) subway ve otobüs hattı haritaları oldukça işe yarıyor. 
Sudan çıkmış balık, ya da yüzmeyi bilmeden suya atılmış çocuk, hangisi daha uygun olur bilemedim ama bunu tecrübe etmek insana kendini güçlü hissettiriyor.. 
Bu bir tek başına var olma çabası.. Sanırım mutluyum :)