23 Aralık 2013 Pazartesi
Kendi Dilinin Rezili
Kahveden Hisse
21 Aralık 2013 Cumartesi
Hangi Insanlık?
17 Aralık 2013 Salı
Aykut Aslantaş'tan İnternette Görünür Olmanın Yolları
15 Aralık 2013 Pazar
13 Aralık 2013 Cuma
Havadan Ütopyalar
Yüzyıllar boyu yaşanmış öğrenilmiş bir sürü kavram var. Bilgi ve tecrübenin nesiller arası aktarılması gerek.
Ama öyle kitaplarla ya da genetik kalıtımla değil, soluduğumuz havayla...
Şöyle ki bilgi ve tecrübe genler ile aktarılsa yalnızca soy kütüğündeki insanların bildiği kadarını biliriz. Kitaplar, yazılmayan tecrübelerden asla haberdar olamamamıza neden olur, bunun yanında bir insan ömründe maksimum kaç kitap okuyabilir ki!..
Dediğim gibi, bilgi birikiminin, tecrübelerin (bulut sistemlerde olduğu gibi) atmosfere bırakılabiliyor olması gerekiyor. Bu sayede, bireyler dünyada yaşamış olan tüm insanların bilgi birikimine sahip olabilirler.
Nerden geldik buraya peki?
Az önce "life time value" kavramını kendi keşfetmişçesine sevinen bir tweet okudum. Yıllardır kullanılıyor bu kavramlar. Yıllardır bir çok çalışma yapıldı marketing üstüne. Başarılar kadar başarısızlıklar oldu.
Yalnızca kendi yaptığımız örnekler kadar bilgi sahibiyiz, bir de araştırıp öğrendiklerimiz kadar.
10 Aralık 2013 Salı
Ilyas Teker ile SEO
5 Aralık 2013 Perşembe
Gitme Vakti...
1 Aralık 2013 Pazar
Mutluluğa Dair
24 Kasım 2013 Pazar
Sizin İçin Seçtiklerim
Tüketiciler size gerçekleri anlatmayacaklar, bu gerçekleri sakladıklarından değil, farkında olmadıklarından.. Martin LINDSTROM
Data iletim hızları ve cihaz kapasitelerinin yükselmesi kreatif çalışmalara özgür bir dünya yarattı.. Oğuz SAVAŞAN
Pazarlama departmanları teknolojiye I.T. departmanlarından daha fazla bütçe ayıracak. Özer SATA
Dijital göçmenler olarak dijitale yeterince vakit ayırmalıyız. Özer SATA
Başarılı girişim, insanların dile getiremedikleri ihtiyaçlarını karşılar. Emrah YALAZ
Bunu sevmiştim :)) "Şirketler koministtir, daha iyi çalışana daha çok vermezler." Emrah YALAZ
İyi bir Futurist 30-40 yıl sonrasını tahminler! Eğer tahmini tutmazsa zaten yaşamıyor olduğundan kimse bak dediğin gibi olmadı diye başına ekşiyemez. (İronik bir anlatımdır) Alphan MANAS
Geleceği görmek için Okur-Gezer olmalısınız. Alphan Manas
Dinlerin insanlar üstündeki baskısı arttıkça yaratıcılıkları ölüyor. Alphan MANAS
19 Kasım 2013 Salı
Okan Barlas ile Dijital Pazarlama Söyleşisi
- Bilmediğini ölçemezsin, ölçemediğini yönetemezsin! (Kimden alıntı olduğunu not alamamışım :( )
- Realtime değerlendirme yapabileceğimiz tek mecra online.
- E-mail gönderimlerinde kime hangi maili gönderdiğinize dikkat etmek zorundasınız. Bir erkek olarak, kadınlar günümü kutlayan bir maili hoş karşılamıyorum.
- Başarılı e-mail marketing case'lerini inceleyin derim. (Bu konuyu ilerde inceleyip paylaşabilirim ;) )
- Kullanıcılar ortak eğilimleri doğrultusunda kategorize edilmeli ve her kategoriye eğilimine özel ürün, hizmet, çözüm sunulmalı.
- Eğer 360 derece pazarlama yapacağım diyorsanız kullandığınız mecralar arasında mutlaka sosyal medya olmalı. Yalnız sosyal medya üstünden satış yapmak Türkiye'deki tüketici modeline uygun olmadığından sosyal medyanın CRM'inden faydalanmanızı tavsiye ederim.
- Online yapılan işlerde tüm işlemin online'da sonuçlanma oranı maksimum % 40. Türkiye'deki tüketici karşısında bir ses duymak istiyor. Bu nedenle online kanalınız dışında bir de çağrı merkeziniz olmak zorunda.
- Online reklamlarınızı offline reklamlarla desteklemek zorundasınız.
- Pazarlamada iyi fikrin kimden çıkacağını bilemezsiniz. Bu nedenle herkesin fikrini alın.
- Asla tahminlerinizi olmuş işleri baz alarak yapmayın, o iş olmuş bitmiştir. Referans olamaz. Tahminlerinizi mevcut durumu baz alarak yapın. David NORTON
18 Kasım 2013 Pazartesi
Zamanın Göreceliliği Üzerine
Turkcell Teknoloji Zirvesi 12 Kasım 2013 Notlarım
- Turkcell yeni teknolojilere en yakın rakibinden %60 daha fazla yatırım yaptı.
- İnsanlar ceplerindeki bilgisayarı masa üstündeki bilgisayara tercih ediyorlar.
- Mobil internetin gelişimi ile iletişim araçları komplike hale geldi.
- Ürün sahayla doğru buluşursa iyi bir müşteri deneyimi oluşur.
- Segmentler önemli, her segmente o segment özelinde çözümler geliştirilmeli.
- Bireysel segment analizi gözden kaçmamalı, gençler ama hangi gençler gibi. En nihayetinde Adana'daki bir genç ile Ankara'daki bir gencin ihtiyaçları birbirinden farklı olacaktır.
- Türkiye nüfusunun %50'si 30'lu yaşların altında ve dijitale çok yatkın.
- Mobil kullanıcılar search değil uygulama üstünde işlem yapmaya eğilimli.
- Akıllı cihaz kullananların%80'i uygulama kullanıyor.
- Dünya'da eğitim trendleri de mekan bağımsız dönüşmeye başladı. Artık ülkelere üniversite açmak yerine Dijital Akademi'ler planlanıyor.
- İnternet kullanımının %70'ini sosyal ağlar oluşturuyor.
- Gün içinde 20:00 & 24:00 saatleri arasında sosyal medya kullanımları artış göstermektedir.
- Top noktaya ulaşılan vakit 22:00 - 23:00 saatleri arasıdır.
- Kanallardan nasıl ve ne zaman müşterilerimize erişeceğimize karar verirken sayısal verileri dikkate almalıyız.
- Sosyal medya kullanan cihazların %66'sı akıllı cihaz.
- Her mecranın mesaj dili farklı olmalı.
- Müşteri markasının onu tanıdığını düşündüğünde mutlu oluyor. (Tanınma bilme ihtiyacına cevap verilmeli)
- İnsanları rahatsız etmeden doğru zamanda, doğru mesaj iletilmeli.
- MoneyClub en büyük parakende kartı.
- "SMS işe yaramıyor" diye bir şehir efsanesi var, doğru kullanıldığında ne kadar işe yaradığına bizzat şahit olduk!
- Müşterinin ayak izlerini takip edip ihtiyacı olabileccek içerik ve ürünle karşılarına çıkıyoruz; kabak alan bir müşteriye kabak çorbası tarifi göndererek değer yaratıyoruz.
- İçerik çok önemli içerik üreten ekipler önem kazanmaya devam edecek.
- Alışveriş her yerde, Sanal Market ile hayata daha çok vakit ayırmanızı sağlıyoruz. Mekan bağımsız alışveriş keyfi yaşatıyoruz.
- Kartınız yanınızda olmasa da avantajlarından yararlanabileceğiniz bir sistem hazırlığındayız. Sistemde güncelleyeceğiniz bilgileriniz yardımıyla yalnızca cep numaranız ile işlem yapabileceksiniz.
Daha neler neler konuşuldu.. Toparladıkça eklemeye devam edeceğim, follow me ;)
16 Kasım 2013 Cumartesi
Öyle Olsun...
Hasret rüzgarlarının sırtında devam ediyor hazan yolculuğuna. Toparlayamadığı düşünceleri ve kuramadığı cümleler yakıyor bağrını. Ateş soluyor buz gibi rüzgarın üstünde titreyen nefesiyle.
Son birkez açıyor gözlerini görebilmek için umudu, kaybolmuşluğun ortasında. Heyhat!.. Toz bulutları sarmış sevdiğini çepeçevre. Dudakları aralanıyor veda sözleri için. Ufak bır hırıltıdan ibaret karanlıkta yankılanan. Çaresiz kapatıyor gözlerini. Daha fazlasına dayanmaya mecali kalmamış. Kararsız geceleri geliyor aklına, sabaha bağlayamadığı. Yine öyle olsun diyor yalvarırcasına. Öyle Olsun...
Altın Kafesinde Bir Kuş
Ölüm geliyordu… Her an biraz daha yaklaşarak, her yaklaşmada vücudunda başka bir iz bırakarak…
Aynanın karşısından kalkıp odasında dolaşmaya başladı. İçi sıkılıyordu. Hayat paylaşılınca güzelleşiyordu. Onun hayatını, özlemlerini, gözyaşlarını, kahkahalarını paylaşabileceği bir dostu hiç olmamıştı. Birden aklına bir şey gelmiş gibi durdu. Sonra odanın kapısına doğru yöneldi. Merdivenleri üçer beşer inerek ufacık bahçesine ulaştı. Rengarenk çiçeklerin arasından geçerek kıyıya ulaştı. Bir kayanın üstüne oturup ayaklarını denizin tuzlu sularına daldırdı. Suların karşısında bambaşka bir dünya vardı… Hiç ait olmadığı ama ait olmayı çok istediği…
Yıllardır hapsedildiği bu küçücük dünyadan dışarıyı seyretmişti. Karşı kıyılardaki insanların heyecanla koşturmalarını, balıkçıların balık tutuşunu, Sevgililerin hasretle kucaklaşmalarını… Ve yıllardır onların arasında aynı coşkuyla dolaştığını hayal etmişti…
Ne garipti! Babası ülkenin en zengini, en söz sahibi, en büyük insanıydı. Ama onun mutluluğunu satın alamıyordu işte. Belki onu çok seviyordu, belki tüm bu küçük dünyayı kızının iyiliğini düşündüğü için var etmişti, ama olmuyordu işte… Ölümden kaçarak yaşanmıyordu. Bir gün zaten ölecekti öyle ya da böyle. Sadece ölümü geciktirmek için hayatını kocaman bir boşlukla doldurmuşlardı.
Küçük şatosu onu etrafındaki sular yardımıyla, dışarıdaki dünyanın bütün kötülüklerinden koruyordu. Babası bu şatoyu onu korumak için yaptırmıştı zaten. Denizin ortasına küçük bir adacık oluşturmuşlar bu adacığa da içinde yaşadığı küçük şatosunu yerleştirmişlerdi. Her gün bir önceki günün aynısı gibi geçiyordu burada… Tek eğlencesi kitapları ve dadısının anlattığı küçük öykülerdi. Gözlerini kapatır, bazen okuduğu öykülerdeki kahraman olur hayatın içine karışırdı, bazen de derin bir yalnızlık duygusu içinde kaderine kahrederdi.
Bir medyum babasına kızın yılan sokması yüzünden genç yaşta öleceğini söylemişti. Kızını çok sevdiği içinde babası düşünmüş taşınmış ve denizin ortasına yılanın gelemeyeceğine karar verip kızı için bu şatoyu yaptırmıştı. Evet yılan yoktu burada, diğer hiçbir şeyin olmayışı gibi… Arada sırada bahçesine konan martılar hariç… Ama ölmemek için bir nedeni de yoktu.
Haftada bir kayıkla yaşlı bir teyze gelirdi. Sebze meyve getirirdi ufak şatoya… O hep içinde olmak istediği dünyadan gelen misafirini baş köşeye oturtur ve anlat derdi. İnsanları anlat, orada yaşananları anlat, yeni doğan çocukları, ölenleri… Her şeyi anlat ne olur, derdi…
Yaşlı teyze hiç sıkılmadan o hafta ne olmuşsa anlatırdı. Bazen saatler sürerdi konuşması. Kız teyzenin ağzından çıkan her kelimeye dikkat eder hep daha fazla şey anlatsın isterdi. Ama zaman zannettiği kadar yavaş geçmezdi böyle anlarda…
Yaşlı kadın gittiği zaman kendisi ile gerçek dünya arasındaki tek bağ kopmuş gibi hisseder ve saatlerce ağlardı.
Güneş gökyüzünde yükselmeye devam ediyordu. Ayaklarına çarpan dalgalar aldığı hazzı arttırıyor, heyecanlı bekleyişi bir türlü sona bağlanmıyordu. Bu gün yaşlı teyze gelecekti. Ona yeni şeyler anlatacaktı. En çok şu kimseyi beğenmeyen şımarık genci anlatmasını istiyordu. Acaba beni görse beğenir miydi diye düşünüyordu elinde olmadan. Karşı kıyıdan bir kayığın hareket ettiğini görünce gözleri parladı. Evet teyze geliyordu. Zaman hiç bitmiyordu sanki. Ufacık yol büyüyor da büyüyordu. Bir çok kereler teyzenin geldiği kayığa atlayarak karşı kıyılara geçmeyi ve orada insanların arasında dolaşmayı planlamıştı. Ufacık bir dalgınlık anı yetecekti tüm bunlar için ama kayıkçı hiç ayrılmıyordu kayığın içinden.
Sonunda yaşlı teyze ufak şatosuna gelebilmişti. Kayık ağzına kadar erzak doluydu. Yeni elbiseler getirmişti kıza… Yeni elbiselerini gösterecek kimsesi olmayınca yeni elbise geldiğine sevinemiyordu… Teyzeyi kayıktan alıp bahçedeki çardağa getirdi. Birlikte sandalyelerine oturup dadısının getirdiği limonatalarını yudumlamaya başladılar. Teyze elindeki sepeti göstererek “Senin için bahçeden topladım bu elmaları, bu senenin ilk elması hadi bir tane ye de için açılsın” dedi.
Genç kız Elini sepetin üstündeki örtüye uzattı ve örtüyü kaldırdı. Örtünün altından elmaların arasına gizlice girmiş olan yılan başını uzattı genç kıza. Ne yapacağını şaşırmıştı. Ufak bir çığlıktan sonra yılanın soğuk dişlerini boynunda hissetti. Zehir yavaş yavaş damarlarında yayılıyor, aydınlık olan gökyüzü kararmaya başlıyor ve artık martıların sesi gelmiyordu. Babası çok uğraşmıştı, onu bütün güzelliklerden mahrum etmişti ama işte ölmesini engelleyememişti. Ölüyordu… Suçsuz… Günahsız… Hiçbir şeye sahip… Ölüyordu…
14 Kasım 2013 Perşembe
Nazar
1 Ekim 2013 Salı
Webrazzi Summit13 Notlarım
FourSquare;
Türkiye ajansı Public.
Türkiye ADB’den sonra en çok check-in yapılan ikinci ülke.
TTNET, Turkcell, DenizBank ve Garanti gibi markalar reklam vermeye başlamış...
E-Ticaret
(Unilever):
Çevirimiçi müşteri gelenekselden daha sadık.
Online müşterisini göz ve sıcaklık testleri ile analiz edip çözüm geliştirmeye çalışıyor.
(Hepsiburada):
hanzade boyner; e-Ticaret ucuz değil.
Altyapı için büyük yatırımlar gerekiyor. Gerçekleşecek trafiği kaldırabilecek bir sistem ile müşteriye cevap vermek gerekiyor.
Hepsiburada’da verilen siparişlerin %75’i iki saat içinde kargoya veriliyor.
Online reklamlar artık pahalı.
Bir mağazadaki gibi stok bulundurmak zorundayız.
Neil Patel
“Ürününüze, kullanıcılarınıza değer katmayacak bir özellik eklemek için boşuna zaman kaybetmeyin”
Birincil amaç para kazanmak değil!..
Driwe Lansman:
Aracın elektrik sigortasına bağlanan bir aparat. Bluetooth4 teknolojisi ile smartphone’unuzla iletşime geçiyor. Sürüş öncesi, sürüş esnası ve sürüş sonrası bilgileri telefon ile kişiye iletiyor. Araçta arıza olduğunda arızayı haber veriyor eğer basit bir sorun ise nasıl çözüleceği bilgisini veriyor. Gaza bazınca sürüş esnası uyarılara ve bilgilere geçiyor. Kaç kilometre hızda olduğunu, hız limiti aşması durumunda uyarı, ne kadar benzin yaktığı bilgisi vb. sunuyor. Sürüş bittiğinde tüm bilgileri toparlayıp bir sürüş karnesi çıkarıyor. 2014’te seri üretime geçilecek.
Nokta Medya GM. Tümay Asena:
TV izleme süresi %19 arttı.
İnternet kullanımı %85 arttı.
İnternette en hızlı büyüyen içerik %57 video.
%38.5 büyüme ile haber ikinci.
e-posta ve portal kullanımları düşüyor.
Turkcell Koray Öztürkler
Mobil penetrasyon %25 civarında.
Turkcell gelirlerinin büyük bir kısmı internet data kullanımından sağlanıyor.
Smartphone kullanıcı sayısını artırarak gelirlerini artırmayı planlıyorlar.
1.3 milyon makine kendi aralarında iletişimi Turkcell’den sağlıyor.
Yakında mobil datanın da 3/2si video olacak.
Mobil uygulama konusunda yazılım yapacak çok kişiye ihtiyaç var bir çok farklı özellikte mobil kullanıcı mevcut.
Geleceği yazanlar projesi ile daha çok gencin mobil yazılıma yönlendirilmesini sağlamayı hedefliyorlar.
Rudi Dökmecioğlu (T-MOB)
Anlatma GÖSTER!..
Geleceğin teknolojisi artırılmış gerçeklik.
M2M kavramını daha çok duyacağız.
Akıllı video sistemleri ile kişiselleştirilebilir içerik kullanımı yaygınlaşmalı.
Mobil deneyimin dokunduğu kitleler gittikçe artacak.
Müşteriyi tanımak yeterli değil bir sonraki adımını tahmin etmelisiniz.
Sonsöz
Müşterinin işini kolaylaştırın. Tek hamlede sonuca ulaştırabiliyorsanız bunu yapın. Elinizin altında her türlü kaynak mevcut. (Bu da benden olsun ;) )
HTML Mail hazırlarken nelere dikkat etmeliyiz?
Bilindiği gibi, mail sunucular HTML yorumlama konusunda browserlar kadar yetenekli değil. Bu nedenle yapılacak çalışmada aşağıdaki maddelere dikkat edilmesinde fayda olduğunu düşünüyorum.
· Tasarımın parçalı resimlerden oluşması, metin içermemesine karşın CSS kullanılmamalı. Kod fazlalığından kaçınılmalı. Sade ve basit bir kod akışı izlenmelidir.
· Comment satırları kullanılmamalı. ( <! ….. > gibi )
· Türkçe karakter sıkıntısı yaşamamak adına charset iso-8859-9 kullanılmalıdır.
· Title tamamen büyük harflerden oluşmalıdır.
· <img> tagları içinde width ve height değerleri kullanılmamalı.
· Spam filtreleri görsel içindeki metin / image oranının birbirine yakın olmasını ister bu nedenle image’lerin boyutu fazla olduğu durumlarda alt= “… ” parametresi kullanılmalı.
· <img> içindeki alt= “…” parametresinin en az 20 karakter içerecek şekilde doldurulması gerekmektedir.
· Hotmail gibi e-posta uygulamalarında browser bazlı hatalı görüntülerin oluşmaması için <img> tagı içerisine style= “display:block;” ifadesi eklenmelidir.
· Tablolarda rowspan kullanılmamalıdır.